4 Ocak 2013 Cuma

Uzun zaman sonra

      Uzun zaman sonra yine ve yeniden buradayım. Bir arkadaşım bloğundaki yazıyı görüp kendi bloğumu hatırlamam kafamın güzelliğini gösteriyor sanırım. Artık daha sık yazmaya,içimi dökmeye çalışacağım.  Belki büyümek için kendime zaman tanıdığımdan belki de duygusuzlaşmaya başladığımdan (büyümek duygusuzlaşmak mı yoksa) bloğumdan uzaklaşmıştım biraz. Yaklaşık bir ay sonra hayallerimin ülkesi Japonya'da olacağım. Hayalime kavuşacağım için daha mutluyum ama yalnız kalacağım için belki biraz mutsuz olurum. Aman çok düşünmüyorum artık, her şey olacağına varır. Fazla kafa patlatmaya gerek yok. anı yaşamanın keyfini 24 yaşıma çeyrek kala fark ettim. Varsın biraz da böyle yaşayalım. 

       Bloğumu Japonya günlüğü yapmaya karar verdim. Japonya'da karşılaştığım güzellikleri anlatacağım. Şimdilik bu kadar sevgili günlük. Beni özle :)

           Matane

16 Ekim 2012 Salı

Seninki kaç santim?

Seninki kaç santim?: 600 binden fazla kişinin verdiği destekle lagos ve orfozu kurtardık. Sıra diğer türleri kurtarmakta! Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl.

15 Mayıs 2012 Salı

Seninki kaç santim?

Seninki kaç santim?: 600 binden fazla kişinin verdiği destekle lagos ve orfozu kurtardık. Sıra diğer türleri kurtarmakta! Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl.

24 Mart 2012 Cumartesi

Seninki kaç santim?

Seninki kaç santim?: 600 binden fazla kişinin verdiği destekle lagos ve orfozu kurtardık. Sıra diğer türleri kurtarmakta! Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

BOŞLUK

Ankara' da ilk hafta sonum. Hep erkenden kalktığım için öğlene kadar yatma hayalim hüsrana uğradı. Oda arkadaşlarımla kahvaltı yaptım, GRE çalışamayıp depresyona girdim, ''Veronika Ölmek İstiyor'' kitabını okudum güzel bir kitap tavsiye ederim. Nette oyalandım, tekrar yemek yerken akşam ne yesem diye düşündüm. Sanırım biraz depresyona girdim. Gücüm azalmış ve hiç bir şeyi başaramayacakmışım gibi. Filmlerde birisi gelip duygulu laflar eder sonra herkes gaza gelir ve mutlu son...Benim için böyle olmayacak. Peki çözüm ne olabilir şimdilik bilmiyorum. Cumaya kadar düzelmiş olurum.

27 Haziran 2011 Pazartesi

GÖZLƏ

Yıllardır hayal ettiğim şirketteyim, elimi kolumu sallayarak içeri girip çayımı içtikten sonra bilgisayarımı açıp işimi yapmaya devam ediyorum kaldığım yerden, hayalimdekine çok yakın. Peki mutlu muyum, sanırım hayır. Her şey aynı anda mükemmel olamıyor nedense, illa bir şeyler eksik kalacak, illa arada sızlayan bir yaran olacak. Yara dediysem alnımdaki yara gibi başlarda can sıkan ama sonra kabullenilen cinslerden değil. Yokluğu hep fark edilecek, hep acıyacak bir yara. Tek çaresi aynı alanda nefes almak sanırım. Sanırım sanırım...Kendimden sıkılmaya başladım.
Günler sürünerek yavaş yavaş geçiyor ve o gün yaklaşıyor. Tek tesellim her geçen an aslında o ana yaklaşıyor olmam. Beklemeyi öğretti bana hayat ve sayılı günler çabuk geçerse eğer 12 gün kaldı. Sen de beni bekle...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Yağmur

Beyazıt' a gidip bursumu aldıktan sonra bursun yaklaşık %50' sini kredi kartına yatırıp bu arada yağmurdan sıçan gibi oldum. Ayakkabım ıslandı, koşarak tramvaya bindim. Tramvaydan indiğimde binebileceğim bir otobüsün gelişime aldırmadan gidişini izledim. Kader deyip gelecek otobüsü bekledim. Cam kenarına oturup yağmur damlalarının cama vuruşunu izledim, O' nunla izleyebilmeyi istedim. Camın ardındaki damlalara dokunmaya çalıştım sanki yapabilecekmişim gibi. Damlaların birbirleriyle yarışır gibi camdan süzülüşlerini izledim. Grip hapının uyuşturduğu beynimin algı yeteneği yavaş yavaş açılıyordu sanki. Yağmura rağmen hayatı sevebileceğimi fark ettim. Evet hayat güzeldi. Bazen çok sevdiğin insanlarla, bazen yalnız ve huzurlu yürüyüşlerle, deniz kokusunu içine çektiğinde, çok sevdiğin yemekleri ölümüne yediğinde, sürükleyici bir kitabı okurken içinde hissettiğin büyüleyici his ile , çimlere uzanıp Güneş' in yüzünü severcesine dokunduğunda ve O hayatımda olduğunda.
"Yaşamak güzel şey be kardeşim"...Nazım Hikmet