6 Temmuz 2010 Salı

GÜLLER VE DUDAKLAR


Yanıbaşımda duran güller ve harika kokuları eşliğinde yazıyorum bu yazımı. Renklerini söylemek isterdim size ama bu kadar güzel renklere ne ad verilir bilmiyorum. Aslınd ahüzün kokan bir yazı olacaktı bu ama kalem kağıdı almaya gitmede önce bir saniyeliğine gülleri koklamam duygularımı değiştirdi. Hemen ardından da Zuhal Olcay' ın seslendirdiği ''Güller ve Dudaklar'' şarkısı geldi aklıma. Gülleri koklayınca öpesim, sarılasım geldi. Şarkı da böyle hislerle mi yazıldı acaba? Asıl konumuza gelelim, insanlar... Kimi zaman vezir kimi zaman rezil gibi davranan insanlar ya da sadece birini olmayı becerebilenler. Ben hangi tarafa dahilim bilmiyorum. Çevremdeki insan kılıklı cisimlere baktığımda kendimi onlardan daha insancıl hissediyorum. Birilerinin kötülüğü için uğraşmıyorum en azından. Kendi halimde yaşamaya çalışıyorum sorunlarımla. Daha fazla sorunu kaldırabilir miyim bilmiyorum ama gücümün yeteceğini düşünmüyorum. Geçen gün işten yorgun argın çıkıp otobüse yetiştiğimde yanıma dört çocuklu bir anne oturdu. Çoğu kişinin küçüseyeceği bir aileydi, anlayamadan, kendilerine bakmadan. Kızı geçen gün babasının nerede olduğunu sorduklarında yalan söylemiş. Annesi de niye cezaevinde olduğunu söylemedin, her zaman doğruyu söyleyin diye tembih etti ufaklıklara, annemin bize küçükken kötü birşey de yapsanız hep doğruyu söyleyin dediği gibi... Gülümsedim, çocukluğum geldi aklıma. Çok gürültülüydüler ama kirli yüzlerindeki o gülümseme o masumiyet herşeyi unutturuyordu insana. Bir tanesi ağzındaki şekeri çıkarıp camdan atmaya çalıştı, cama çarpıp üstüme düştü parçalar. Kızmadım, kızamadım... İnsanların birbirine kötülük, lanet, ölüm yağdırdığı bir çağda küçük bir kızın üzerime yanlışlıkla attığı şeker parçasının ne önemi olabilirdi ki... Günler geçiyor, çocuklar büyüyor. Umarım hepsi umut dolu büyür ve çok fazla kötülükle karşılaşmazlar. Bizim yaşadıklarımızı tecrübe etmezler...

2 yorum:

  1. "İnsanların birbirine kötülük, lanet, ölüm yağdırdığı bir çağda küçük bir kızın üzerime yanlışlıkla attığı şeker parçasının ne önemi olabilirdi ki..." bu cümle o kadar çok şey anlatıyor ki. körleştiğimizi öyle kötü çarpıyor ki yüzümüze. sağol güneş!

    YanıtlaSil
  2. ''Haziranda ölmek zor'' çok güzel bir şiirin içinden küçük bir parça. Hasan Hüseyin Korkmazgil benden güzel anlatmış olayı.

    YanıtlaSil