15 Nisan 2011 Cuma

ARTIK...


Günün son saatleri. Yorucu bir günün ardından(her cuma olduğu gibi) sergilenen bir tiyatro "Artık..." Başta sıkıcı ve salakça gelen ama zaman ilerledikçe içimi kaplayan hüzne ve tatmine kendimi bıraktığım oyun. Sevgiye aç olarak büyümüş ve takıntılı olmuş bir bekçi; aşkından doğan ölüme sevinen bir genç; Beyrut' ta öldürülemeyen genç kuşbaz ve aklımda kalan güzel sözler, arapça ninniler. "eğer bir yerde kuşlar uçuyorsa, orada duyacak bir şeyler var demektir." Ya yoksa, ya kuşlarda ümidini kesmişse hayattan, tutunacak bir umut kalır mı insanlara ya ada geriye isana dair izler kalır mı? Artık birileri duymalı ve görmeli... Çok geç kaldık mı? Hala kurtarılacak bir şeyler kalmıştır belki. Hey durmadan konuşup kafamı şişiren iç seslerim, düşünün ve bir çözüm bulun bana. Umuda giden bir çözüm. Çocuğuma bırakacağım güzel bir Dünya. Vücudumda mikroplar yayılırken ve vücut ısım artarken , hoşçakal zalim Dünya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder