2 Şubat 2011 Çarşamba

YENİ VE YENİDEN


Selam gençlik,
Uzun zamandır bloğuma yazmıyodum arada bir açıp kapattım ama yazasım gelmedi. Bazen herkesten herşeyden uzaklaşmak istiyorum. Öyle anlarıma denk geldi malesef. Bu ruh halinden çıktığım söylenemez ama en azından burda konuşmak istedim. Belki okuldan belki de ailevi durumlardan çok bunaldım. İnsanların yanında ya susuyorum ya da çirkefleşip bağırıyorum. En iyi yolun susmak olduğunu düşünüp susmaya karar verdim. Ancak elime ne geçti bilmiyorum. Kısacası yeniden aranızdayım. Okan Bayülgen Ağıt şiirinde '' daha çok sevin beni, daha çok gülün bana'' diyordu. Ruh halim bozuldu, bunu tekrarlar oldum hep. Deliriyor muyum acaba?
Bunca zamandır ne yaptığımı anlatayım biraz. Köpek gibi ders çalıştım, tiyatroya gittim, resim sergisine gittim, Bulgar kahvaltısı yaptım, anime izledim( Fullmetal ve Claymore' u herkese tavsiye ederim). Aklıma başka bir şey gelmedi. Eee siz neler yaptınız millet, insanların arasına dönmenin zamanı geldi :)

Gördüğünüz güzel bayan, Claymore' un en güçlü savaşçılarından Teresa. Güzelim kadın insanlığından öldü. ''Teresa' yı Vurmasınlar'' diye grup açmayı düşünüyorum. Bakalım kısmet.
Görüşmak üzere :)

2 yorum:

  1. bazen delirmenin çığlık atıp sağa sola koşturmak olduğunu düşünüyoruz, demek sessizlik içinde de delirmek mümkünmüş. :))

    Teresa'ya vurmasın grubuna üye olurum açarsan.ama hala en sevdiğim Miria ve Claire. =))

    YanıtlaSil
  2. her türlü deliririm ben. Zaman, mekan, şekil farketmez patates.
    Miria ve Claire'yi ben de seviyorum ama onlar yaşıyor, Teresa öldü :(

    YanıtlaSil